Erzincan’da, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde “ana komuta kademesi”nde bulundukları iddia edilen 14’ü tutuklu 22 sanığın yargılandığı davanın ikinci gün duruşmasında, bazı sanıkların savunması alındı.
Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesinde dün ilk duruşması yapılan davanın bugünkü ikinci duruşmasına, tutuklu sanıklar Ersoy Aktaş, Hasan Yıldırım, Talat Öğütçü, Gökhan Salbaş, Mesut Gülmez, Yusuf Er, Muharrem Cansın, Cem Yeşilyurt, Mehmet Fatih Kandemir ile tutuksuz yargılanan Ali Ölmez, Murat Akçay, Hamit Öz, Murat Akbaş, Hakan Korkmaz, Aydın Çuvalcı, Gürsel Bayram hazır bulundu.
Diğer sanıklardan eski Tuğgeneral Ekrem Çağlar tutuklu bulunduğu Çorum L Tipi, Veli Karagöz Elazığ T Tipi, eski Albay Murat Orhan Tonğ Tokat T Tipi, Şakir Akbulut Sincan 1 No’lu F Tipi, Cihan Bayır Ünye T Tipi Ceza İnfaz Kurumundan Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katılırken tutuksuz sanık Adem Tosun ise Ankara 21 Ağır Ceza Mahkemesinden SEGBİS aracılığı ile duruşmaya katıldı.
Tanıklar, sanık yakınları ve avukatları ile izleyicilerin de katıldığı duruşmanın bugünkü bölümünde sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.
Tutuklu sanıklardan eski astsubay Mehmet Fatih Kandemir, hakkındaki iddiaları reddederek örgütle ilişkisi olmadığını savundu.
Kandemir, mahkeme heyeti başkanının anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmekle suçlandığını hatırlatması üzerine şunları söyledi:
“Hayatımın hiçbir döneminde terör örgütü ile bir ilişkim olmadı. Bu suçlamalara sebep olan tek şey o gün nöbetçi astsubay olarak görev yapıyor oluşumundan kaynaklanıyor. Üniformamı 20 yıl şerefle taşıdım ve görevimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Dönemin 3. Ordu Harekat Kurmay Yarbaşkanı olan eski Tuğgeneral Ekrem Çağlar, o gün muhabere merkezini arayarak önemli bir mesajın geleceğini ve bunu takip etmemizi bildirdi. Biz de gelen mesajın terör ve savaş düşüncesiyle geldiğini düşünerek işimizi yaptık. Darbe girişimine ilişkin bir şey hissetmedim. Karargah için suç teşkil edecek bir faaliyette görmedim. Ailem ve ben mağdur oldum, tek suçum nöbetçi olmam.”
Tutuksuz yargılanan Uzman Çavuş Ali Sönmez ise savunmasında hakkındaki suçlamaları reddederek görevinin gelen mesajları içeriğine bakmadan önem derecesine göre ilgili yere ulaştırmak olduğunu ifade etti.
Sönmez, “Bize gelen mesajlara dosya ve evrak numarası verdikten sonra kapalı bir zarfın içerisinde tıpkı bir postacı gibi taşıdığımızı belirtmek istiyorum.” dedi.
Mahkeme heyeti başkanının “Sen darbe ile ilgili bir şey duydun mu?” sorusuna ise Sönmez, “Bana darbe nedir anlatır mısın diye sorarsanız anlatamam çünkü ne olduğunu bilmiyorum. Hayatımda hiç darbe görmedim.” yanıtını verdi.
Savunması alınan tutuklu sanıklar Talat Öğütçü ve Murat Akçay da haklarındaki suçlamaları reddederek tahliyelerini talep etti.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarıyla devam ediyor.
– “Bize düşen görev şehitlerin davasına sahip çıkmaktır”
Erzincan Baro Başkanı Adem Aktürk de davaya ilişkin makamında düzenlediği basın toplantısında, 15 Temmuz 2016’da milletin iradesinin hiçe sayılarak FETÖ tarafından kanlı bir darbe girişiminde bulunulduğunu anımsatarak “Bu hain girişimin travmasını millet olarak hala yaşamaktayız.” dedi.
Şehitlerin gözlerini kırpmadan kendilerini feda ettiklerini vurgulayan Aktürk, şöyle devam etti:
“Bize düşen görev şehitlerin davasına sahip çıkmaktır. Bu gaye ile devletimizin ve milletimizin yanında yer alarak katılma talebinde bulunduğumuz Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/57 esasında görülen FETÖ çatı darbe davasının duruşması dün başladı. Katılma talebimiz insan haklarını savunmak, korumak, hukukun üstünlüğünü sağlamak amacıyla Avukatlık Kanununun 76. maddesinden kaynaklanmaktadır.”
Aktürk, bizzat duruşmasını izlediği davayı sonuna kadar takip edeceğini dile getirerek “Sanıkların sevk maddelerindeki suçların mağdur tarafı açıkça millettir, milletimizi temsil eden organlardır. Sanıkların suçlamalarının ana dayanağı anayasal düzeni ortadan kaldırıp yeni bir düzen ortaya koymaktır. Bunun da mağdur tarafı biziz, yani millettir.” değerlendirmesini yaptı.
Erzincan Barosu olarak devlet ve milletin yanında olduklarına işaret eden Aktürk, şunları kaydetti:
“Milletimizin ve devletimizin bekası bizim için her şeyin önünde gelir. Darbe davalarının sonuna kadar takipçisi olacağız. Herkesi de bu davaları takip etmeye ve davalara müdahil olmaya davet ediyorum. Suçu sabit olanların en ağır cezayı almaları için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Doğrudan milletin varlığını ortadan kaldırmaya bir teşebbüs varken suçu sabit görülecek kişilere nasıl bir ceza uygun görülecek bunu da irdeleyeceğiz. Vatanımız için canını feda eden tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize uzun ömürler diliyorum.”
– İddianameden
Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, darbe teşebbüsüne katıldıkları ve örgütün kentteki sözde “ana komuta kademesi”nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde “sıkıyönetim komutanı”, dönemin 3. Ordu Harekat Kurmay Yarbaşkanı olan eski Tuğgeneral Ekrem Çağlar ile örgütün sözde “3. Ordu Komutanlığına bağlı komutanlardan sorumlu mahrem imamı” olduğu öne sürülen Yrd. Doç. Dr. Veli Karagöz, eski İl Jandarma Komutanı Albay Murat Orhan Tonğ ve subayların bulunduğu 14’ü tutuklu 22 kişi “sanık” sıfatıyla yer alıyor.
Sanıkların isnat edilen suçları işledikleri kanaatine varıldığı kaydedilen iddianamede, tutuklu sanıklar Çağlar, Karagöz ve Tonğ’un da yer aldığı 1 sivil ve 21 rütbeli asker hakkında “Anayasa’yı ihlal”, “Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme”, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan da 10 yıldan 15 yıla kadar hapis isteniyor.